.

Louis-Ferdinand Celine Kimdir ve Gecenin Sonuna Yolculuk


27 Mayıs 1894'te Courbevoie'da (Seine) doğdu. Çocukluğunu Paris'te geçirdi. İlköğrenimini tamamladıktan sonra eğitimine İngiltere'de devam etti. Paris'e dönüp bir tuhafiyecide ve mücevhercide çıraklık yaptı. Ardından Birinci Dünya Savaşı çıktı. Rembouillet'deki 12. Zırhlı Süvari Birliği'ne katıldı. 1914'te yaralandı ve çürüğe çıkarıldı. 1916'da evlendi. Orman işletmesi gözeticisi olarak Kamerun'a gitti. 1920'de İngiltere'de tıp okumaya başladı. Eğitimine Paris'te devam etti. 1925'te Milletler Cemiyeti'nde görevli olarak New York, Washington, Küba, New Orleans, Baltimore, Detroit, Kanada ve İngiltere'ye yolculuklar yaptı. 1926'da yeniden boşandı ve bu kez Batı Afrika'ya yolculuklar yaptı. Tüm bu yolculuklar her zaman özyaşamöyküsel bir biçeme sahip olacak Céline'in yapıtlarında çok önemli bir yer tutacaktı. 1929'da Clichy Belediye Dispanseri'nde çalışmaya başladığı sırada tanık olduğu yoksulluk ve acı onda kökten bir değişime yol açtı. İyiden iyiye yazmaya yöneldi. 15 Ekim 1932'de 'Gecenin Sonuna Yolculuk' yayımlandı.
Bu kitapla tartışmalı bir biçimde Goncourt ödülünü kaybeden Céline, Renaudot ödülünü aldı. 1937'de yergi yazılarından oluşan ve onun başına tüm yaşamı boyunca iş açacak olan 'Bagatelles pour un massacre' yayımlandı. Bir sonraki yıl 'L'Çcole des cadavres' basıldığında kitabın Yahudi karşıtı içeriği onu ve yayıncısı Denoâl'i mahkemeye çıkardı. 1944'te yaşamının sonuna kadar birlikte yaşayacağı yeni eşi ve edebiyat tarihinin en ünlü kedilerinden olan kedisi BÇbert'le birlikte Danimarka'ya gitmek üzere Almanya'ya gitti. İkinci Dünya Savaşı bitmek üzereydi ve Danimarka'da eski bir dostu onun altınlarını saklıyordu. Yahudi karşıtı düşünceleri yüzünden Nazilerle işbirliği yapmakla suçlanacağını tahmin ediyordu. Öyle de oldu, 1945'te Kopenhag'da tutuklandı.
Ancak 1947'de Danimarka'yı terk etmemesi şartıyla serbest bırakıldı.
'Gecenin Sonuna Yolculuk' onun tüm yaşamını, kanını akıttığı kitap olmuştu. Diğer yapıtlarını yine kendi yaşamına, ama yaşamının ayrıntılarına
dayandıran Céline, benzersiz bir biçemci olarak okur karşısına çıkıyordu artık. 1950'de Seine adalet divanı Céline'i bir yıl hapis ve elli bin frank para cezasına çarptırdı. Tüm mallarının yarısına el kondu, düşmanla işbirliği yaptığı sabit görüldü. Bu arada kitaplarının basımı sürüyordu. 1951'de Askeri Mahkeme'den af çıktı ve karısıyla birlikte Paris'e döndü. 1961'in 1 Temmuz'unda öldü.
Kitaplarını yazarken düzeltiler yapmak yerine her seferinde bir kez daha baştan yazmayı yeğleyen Céline, ölmeden bir gün önce son kitabı 'Rigodon'a ikinci kez son noktayı koymuştu, ama asıl son noktayı değil. Kimilerine göre belki bir başyapıt daha ortaya çıkaracaktı ama 'hala kendilerini arayan, belki bir üçüncü denemede son hallerini alacak olan' cümlelerden oluşuyordu. Her kitabı için inanılmaz bir çalışma temposuna giren Céline, 500 sayfalık 'Yolculuk' için 88 bin sayfa yazmıştı. Düşünceleri, sert tavrı yüzünden 'lanetlendi'. İçinde yaşadığı dönem, o dönemin kendisine etkisi, savaş, savaşta yaralanması, uykusuzluk hep anabaşlıkları oldu yapıtının. Dönem içinde değerlendirmeliydi belki kişiliğini ve düşüncelerini, ama yapıtı her zaman tartışmasız en büyükler arasında yer aldı.
Özyaşamöyküsünü konu alan bir yazarın kişiliğiyle yapıtını ayırmak doğru olmaz. Benzersiz dili ve gerçeklikten, bu yalnızca kendi gerçeği bile olsa salt gerçeklikten hiç ödün vermeyen Céline kişisi, öyle ya da böyle geçtiğimiz yüzyıla damgasını vurdu.

Meta Taqs:celine resim, eserleri, hayatı, Louis-Ferdinand Celine

0 yorum:

Back to Home Back to Top